1950’lerde Dr. Norman Orentreich’in Çığır Açan Araştırmaları
1950’lerde Amerikalı dermatolog Dr. Norman Orentreich, saç ekimi alanında önemli ilerlemeler kaydetti. Dr. Orentreich’in araştırmaları, “donör dominantlığı” kavramını ortaya koydu. Bu kavram, nakledilen saçın alıcı bölgenin (ekim yapılacak bölge) özelliklerinden ziyade donör bölgenin (sac kökü toplanan bölge) özelliklerini koruduğunu gösteriyordu. Bu keşif, modern saç ekimi tekniklerinin temelini oluşturdu ve prosedürün kalıcı sonuçlar verme potansiyelini doğruladı.
FUT ve FUE Tekniklerinin Gelişimi
20. yüzyılın sonlarına doğru, Foliküler Ünite Transplantasyonu (FUT) ve Foliküler Ünite Ekstraksiyonu (FUE) tekniklerinin geliştirilmesiyle önemli ilerlemeler kaydedildi.
- Foliküler Ünite Transplantasyonu (FUT): FUT prosedüründe, donör bölgeden (genellikle başın arka kısmı) bir saçlı deri şeridi çıkarılır ve bireysel foliküler üniteler halinde deri kesilir. Bu üniteler daha sonra alıcı bölgeye nakledilir. Bu yöntem, etkili olmasına rağmen donör bölgesinde lineer bir iz bıraktığı için günümüzde tercih edilmez. FUT tekniği artık eski bir teknik olarak bilinmektedir.
- Foliküler Ünite Ekstraksiyonu (FUE): FUE, donör bölgeden mikropanç veya mikromotor olarak bilinen bir alet kullanılarak doğrudan bireysel saç köklerinin tek tek çıkarıldığı daha ileri ve daha az invaziv bir tekniktir. Bu çıkarılan kökler daha sonra alıcı bölgeye implante edilir, yani ekilir. FUE, minimal iz bırakır ve FUT’a kıyasla daha hızlı bir iyileşme süresi sunar. Günümüzde duyduğunuz tüm sac ekimi tekniklerinde, sac kökleri FUE yöntemi ile toplanmaktadır.
Modern Gelişmeler: Robotik Saç Ekimi ve PRP Tedavisi
Gümümüzde, saç ekimi, yeni teknolojilerin ve tekniklerin entegrasyonu ile geliştirilmeye çalışmaya devam etmektedir. Ancak her şeye rağmen, tecrübeli ve yetenekli bir saç ekimi doktorunun veya eğittiği uzman ekibin el yeteneğine ve titiz çalışmasına ulaşabilen bir teknoloji halen daha yoktur. Örneğin, robotik saç ekimi ile robotik kollar kullanılsa da, hala tecrübe ve yetenekli insanları yenememiştir. Sadece teknoloji ile pazarlama yapan kliniklere dikkatle yaklaşılmalıdır.
Ayrıca, Platelet-Rich Plasma (PRP) tedavisinin saç ekimi ile birlikte kullanılması umut verici sonuçlar göstermiştir. PRP, hastanın kanından konsantre plazmanın kafa derisine enjekte edilmesini içerir ve iyileşmeyi teşvik eder ve saç büyümesini uyarır. Çalışmalar, PRP’nin nakledilen saç köklerinin hayatta kalmasını ve büyümesini artırabileceğini göstermiştir. Türkiye ve İzmir’de PRP’li sac ekimini ilk önce doktor Sibel Ulusan 2000’li yıllarda yapmaya başlamıştır.
Devam Eden Araştırmalar ve Yenilikler
Saç ekiminin geleceği umut verici görünmektedir, çünkü daha iyi sonuçlar almayı ve komplikasyonları minimize etmeyi destekleyen yeni yöntemler tüm dünyada doktorlar tarafından araştırılmaya ve geliştirilmeye devam etmektedir. Kök hücre araştırmaları, doku mühendisliği ve genetik çalışmalarındaki ilerlemeler, saç restorasyon tekniklerini daha da devrim niteliğinde değiştirme potansiyeline sahiptir. Bu gelişmeler, daha etkili ve daha az invaziv prosedürlere yol açabilir ve saç dökülmesi ile mücadele eden bireylere umut sunabilir. Dr. Sibel Ulusan ve Dr. Zafer Ulusan önderliğinde, global tip kongrelerine katılarak gelişmelere katkı verdiğimiz için gurur duymaktayız.
Sonuç
Saç ekiminin yolculuğu, insanların yaratıcılığının ve saç dökülmesi için çözümler arayışının bir kanıtıdır. Antik zamandaki çözümlerden, modern teknolojik ilerlemelere kadar, saç ekimi alanı sürekli olarak gelişmiş ve saç restorasyonu için etkili ve kalıcı çözümler sunmuştur. Dr. Ulusan Kliniği’nde, bu yeniliklerin ön saflarında yer almaya ve katkıda bulunmaya devam etmekte kararlıyız.
Dr. Ulusan Kliniği’nde hastalarımızın en yüksek kalitede hizmet almasını ve en son saç restorasyon tekniklerinden yararlanmasını sağlıyoruz. Saç ekimi düşünüyorsanız, saç restorasyon hedeflerinize ulaşmanıza nasıl yardımcı olabileceğimizi öğrenmek için bugün bizimle iletişime geçin.
Siz de fikrinizi belirtin